İslam Mimarisinin İlk Prototipi: Şam Emeviye (Ulu) Camii

Dünyanın kesintisiz olarak yaşanılan en eski şehirlerinden biri olan Şam’ın (Dimeşk) tarihi merkezinde, adeta bir tarih ve medeniyet katmanı gibi duran, İslam dünyasının en eski ve en kutsal dördüncü mabedi yükselir: Emeviye Camii. Bu yapı, sadece bir cami değil; aynı zamanda bir Arami tapınağının, bir Roma mabedinin ve bir Hristiyan bazilikasının üzerine inşa edilmiş, binlerce yıllık kutsal bir hafızanın mekanıdır. 8. yüzyılın başlarında inşa edilen ve günümüze ulaşan nefes kesici altın mozaikleri, kendisinden sonraki tüm ulu camilere ilham veren devrimci planı ve içinde barındırdığı kutsal emanetlerle Emeviye Camii, İslam mimarisinin doğuşunun ve ilk başyapıtının tanığıdır.

Kutsal Toprakların Üzerinde Yükselen Anıt

Emeviye Camii’nin bulunduğu alan, binlerce yıldır farklı inançlar için kutsal olmuştur. Burada ilk olarak Aramilerin fırtına tanrısı Hadad’a adanmış bir tapınak, ardından Romalıların Jüpiter Tapınağı ve daha sonra da Hristiyanların Vaftizci Yahya’ya (Hz. Yahya) adadığı büyük bir bazilika yer alıyordu. 7. yüzyılda Şam’ın Müslümanlar tarafından fethinden sonra, bir süre boyunca bu bazilikanın bir bölümü Hristiyanlar, bir bölümü de Müslümanlar tarafından ortaklaşa kullanılmıştır.

İslam mimarisinin ilk anıtsal devrimini gerçekleştiren ise, Emevî Halifesi I. Velid olmuştur. 706-715 yılları arasında Halife Velid, Hristiyan cemaatiyle anlaşarak bazilikanın tamamını almış ve yerine o güne dek görülmemiş büyüklükte ve görkemde, yeni imparatorluğun gücünü ve sanat vizyonunu yansıtacak bu ulu camiyi inşa ettirmiştir.

Mimaride Bir Devrim: “Şam Planı”nın Doğuşu

Emeviye Camii, kendisinden sonra Endülüs’ten Orta Asya’ya kadar uzanan coğrafyadaki yüzlerce camiye model olacak olan “Şam Planı” olarak bilinen devrimci bir tasarıma sahiptir.

Prototip Plan: Bu plan, etrafı revaklarla (sütunlu galeriler) çevrili, devasa bir açık avlu (sahn) ve bu avlunun güneyinde yer alan, enlemesine uzanan, çok sütunlu (hipostil) bir ana ibadet mekanından (haram) oluşur. Ana ibadet mekanını dikey olarak kesen ve doğrudan mihraba uzanan daha yüksek tavanlı bir orta nef (transept), yapıya hem anıtsal bir odak noktası hem de haç planlı eski bazilikadan bir iz taşır.

Cennetin Yansıması: Altın Mozaikler: Caminin en paha biçilmez hazinesi, 1300 yıldır orijinal parlaklığını koruyan, 8. yüzyıldan kalma mozaikleridir. Halife Velid’in Bizans imparatorundan özel olarak ustalar istediği rivayet edilen bu mozaiklerde, altın yaldızlı bir zemin üzerine, cenneti tasvir eden manzaralar işlenmiştir. Şam’ın hayat kaynağı olan Barada Nehri’nin aktığı, yeşilin binbir tonundaki ağaçların, fantastik sarayların ve köylerin bulunduğu bu tasvirlerde, İslam inancına uygun olarak hiçbir insan veya hayvan figürü yer almaz.

Üç Minare, Üç Ayrı Öykü: Caminin üç minaresi, farklı dönemlerin izlerini taşır. Bunların en meşhuru, İslami eskatologyaya (kıyamet ilmi) göre Hz. İsa’nın kıyametten önce yeryüzüne ineceği yer olduğuna inanılan “İsa Minaresi”dir.

İnançların Buluşma Noktası

Emeviye Camii, farklı inançların ve peygamberlerin mirasına duyulan saygının da bir anıtıdır.

Yahya Peygamber (Vaftizci Yahya) Türbesi: Caminin ana ibadet mekanının tam ortasında, İslam’da da önemli bir peygamber olarak kabul edilen Hz. Yahya’nın kesik başının bulunduğuna inanılan, görkemli bir türbe yer alır. Bir caminin içinde bir Hristiyan azizine/İslam peygamberine ait bir türbenin bulunması, yapının katmanlı ve kucaklayıcı kimliğinin en büyük kanıtıdır.

Hz. Hüseyin’in Başının Makamı: Caminin bir bölümünde, Kerbela şehidi Hz. Hüseyin’in kesik başının bir süre muhafaza edildiği yer olduğuna inanılan bir makam bulunur. Bu özellik, camiyi Şii Müslümanlar için de son derece önemli bir ziyaretgah haline getirir.

Tarihteki Yeri ve Önemi

İlk Anıtsal Cuma Camisi: Emeviye Camii, İslam dünyasının ilk büyük ve anıtsal Cuma camisidir ve birçok Müslüman için Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonraki en kutsal dördüncü mekan olarak kabul edilir.

Mimari Bir Ekol: “Şam Planı”, kendisinden sonraki ulu cami mimarisi için temel bir model oluşturmuştur.

UNESCO Dünya Mirası: Şam Eski Şehri’nin kalbi ve en önemli anıtı olarak, 1979’dan beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.

Şam Emeviye Camii, sadece taştan ve mozaikten bir yapı değil; medeniyetlerin, dinlerin ve sanatın binlerce yıldır iç içe geçtiği, insanlık tarihinin en önemli kavşak noktalarından birinin canlı tanığıdır.