Topraktan Doğan ve Halkıyla Yaşayan Mabet: Djenné Ulu Camii
Mali’nin tarihi Djenné şehrinde, Nijer Nehri’nin suladığı bereketli topraklarda, ne taştan ne de mermerden yapılmış, tamamen güneşte kurutulmuş toprağın (kerpiç) kendisinden inşa edilmiş devasa bir yapı yükselir: Djenné Ulu Camii. Dünyanın en büyük kerpiç yapısı olan bu eser, sadece bir cami değil; aynı zamanda Sudan-Sahel mimari üslubunun zirvesi, bir halkın kolektif iradesinin ve inancının sembolü ve her yıl cemaati tarafından yeniden doğurulan “yaşayan” bir anıttır. Üç heybetli kulesi ve gövdesinden dışarı uzanan ahşap iskeleleriyle bu yapı, insan ve doğanın uyumunun en şiirsel mimari ifadelerinden biridir.
Bir Şehrin Kalbi, Bir Kültürün Simgesi
Djenné Ulu Camii’nin bulunduğu yerde ilk caminin, şehrin İslam’ı kabul eden ilk hükümdarı Koi Konboro tarafından 13. yüzyılda, eski sarayının yerine inşa edildiği rivayet edilir. Yüzyıllar boyunca bölgenin en önemli ilim ve ibadet merkezi olan bu ilk yapı, 19. yüzyılda bölgeye hakim olan daha katı bir dini anlayışa sahip lider Seku Amadu tarafından “fazla süslü ve dünyevi” bulunarak yıktırılmıştır.
Bugün gördüğümüz anıtsal yapı ise, 1907 yılında, Fransız sömürge yönetimi döneminde, şehrin geleneksel duvarcı ustaları loncasının önderliğinde ve tüm halkın katılımıyla, orijinal caminin ruhuna ve üslubuna sadık kalınarak yeniden inşa edilmiştir.
Toprağın Sanata Dönüşümü: Sudan-Sahel Mimarisi
Djenné Ulu Camii’nin mimarisi, bölgenin iklimine ve malzemelerine mükemmel bir şekilde uyum sağlamış olan Sudan-Sahel üslubunun bir başyapıtıdır.
Banco: Malzemenin Ruhu: Caminin tamamı, “banco” adı verilen, saman ve pirinç kabuğuyla karıştırılmış, güneşte kurutulmuş kerpiç tuğlalardan yapılmıştır. Bu organik malzeme, yapıya keskin hatlar yerine yumuşak, heykelsi ve yaşayan bir görünüm kazandırır.
Heybetli ve İkonik Tasarım: Caminin en belirgin özelliği, kıble duvarından dışarı doğru yükselen, her birinin tepesinde saflığı ve bereketi simgeleyen birer devekuşu yumurtası bulunan üç büyük ve heybetli kuledir. Çatının üzerindeki konik tepeler ise yağmur suyunun akmasını sağlarken, yapıya ritmik bir hareketlilik katar.
Toron Kirişleri: Caminin duvarlarından dışarı doğru uzanan yüzlerce palmiye ağacı kütüğü (“toron” olarak bilinir), yapının en karakteristik özelliğidir. Bu kütükler sadece dekoratif bir unsur değil, aynı zamanda her yıl yapılan sıva festivali sırasında ustaların üzerine tırmanması için kalıcı bir iskele görevi gören dahiyane bir mimari çözümdür.
Bir Gelenek, Bir Festival: Yıllık Sıva Töreni (Crépissage)
Djenné Ulu Camii’ni “yaşayan” bir anıt yapan en önemli şey, her yıl genellikle Nisan veya Mayıs ayında düzenlenen ve “Crépissage de la Grande Mosquée” (Büyük Cami’nin Sıvanması) adı verilen büyük festivaldir. Yağmur mevsimi öncesinde, caminin çatlayan ve eriyen kerpiç sıvasını yenilemek için tüm şehir halkı bir araya gelir.
Bu festivalde, erkekler nehirden getirdikleri çamuru karıştırıp hazırlar, gençler bu çamuru koşarak ve yarışarak duvarcı ustalarına taşır, kadınlar su taşır ve çocuklar da bu coşkuya ortak olur. Bu sadece bir onarım faaliyeti değil; aynı zamanda müziklerin çalındığı, yemeklerin yendiği, toplumsal bağların güçlendiği ve kadim inşaat geleneklerinin yeni nesillere aktarıldığı hayati bir sosyal ve kültürel ritüeldir. Cami, her yıl kendi cemaatinin elleriyle adeta yeniden doğar.
Dünya Mirasındaki Yeri
Sahel Mimarisinin Zirvesi: Djenné Ulu Camii, Batı Afrika’nın Sudan-Sahel kerpiç mimari geleneğinin en büyük, en karmaşık ve en etkileyici örneğidir.
UNESCO Dünya Mirası: “Djenné Eski Şehirleri”nin bir parçası olarak, 1988’den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
Djenné Ulu Camii, mimarinin sadece taş ve betondan ibaret olmadığını; toprağın, inancın ve bir topluluğun ortak ruhunun bir araya geldiğinde ne kadar güçlü ve kalıcı eserler yaratabileceğinin en ilham verici kanıtıdır.
Konum
Djenné, Mali
İnşa Yılı
Orijinal cami 13. yüzyılda yapılmıştır. Bugünkü yapı, 1907 yılında orijinal üsluba sadık kalınarak yeniden inşa edilmiştir.
Mimar
Bilinmemektedir (Geleneksel Djennéli duvarcı ustaları loncası tarafından yapılmıştır).
İlginç Bilgi
Yapının en eşsiz özelliği, her yıl bahar aylarında düzenlenen ve "Crépissage" adı verilen büyük bir festivalle tüm şehir halkı tarafından topluca yeniden sıvanmasıdır. Bu gelenek, camiyi sadece bir yapı değil, cemaati tarafından her yıl yeniden doğurulan "yaşayan" bir anıt haline getirir.
Ziyaret Saatleri
Yapı, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bir anıttır. Gayrimüslimlerin caminin içine girmesine genellikle izin verilmemektedir, ancak dışarıdan her zaman görülebilir. Yıllık sıva festivali, genellikle Nisan veya Mayıs ayında, en büyük turistik ilgiyi çeken olaydır. Bölgedeki güvenlik durumu nedeniyle ziyaret planlamadan önce güncel seyahat uyarılarını takip etmek önemlidir.