Babür’ün Lahor’daki İmparatorluk Mührü: Padişah Camii
Pakistan’ın kültürel başkenti Lahor’un tarihi merkezinde, heybetli Lahor Kalesi’nin hemen yanı başında, kırmızı kumtaşının asil duruşu ve beyaz mermerin zarafetiyle parlayan devasa bir yapı yükselir: Padişah Camii (Badshahi Mosque). “İmparatorluk Camii” anlamına gelen adıyla, Babür İmparatorluğu’nun en geniş sınırlara ulaştığı dönemde inşa edilen bu eser, sadece bir ibadethane değil; aynı zamanda bir cihan imparatorluğunun gücünün, zenginliğinin ve estetik anlayışının son büyük gösterisidir. Dünyanın en büyük avlularından birine sahip olan bu cami, bir imparatorluğun çöküşünden bir ulusun doğuşuna tanıklık etmiş, bugün Pakistan’ın en önemli ulusal simgelerinden biri haline gelmiştir.
Bir İmparatorun Son Büyük Gösterisi
Padişah Camii, Tac Mahal’i yaptıran Şah Cihan’ın oğlu, son büyük Babür İmparatoru olarak kabul edilen Sultan Evrengzib (Alamgir) tarafından 1671-1673 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Dindar kişiliğiyle bilinen Evrengzib, bu camiyi imparatorluğun gücünü ve İslam’a olan bağlılığını göstermek amacıyla, babasının Delhi’de yaptırdığı Cuma Mescidi’ne bir nazire (cevap) olarak tasarlatmıştır. Cami, Lahor’un en stratejik noktasına, imparatorların ikamet ettiği Lahor Kalesi’nin tam karşısına konumlandırılarak, siyasi ve dini otoritenin bir arada olduğu mesajını vermiştir.
Çalkantılı Yüzyıllar ve Yeniden Doğuş
Babür İmparatorluğu’nun zayıflamasının ardından cami, tarihinin en karanlık dönemlerini yaşamıştır. 19. yüzyılda bölgeyi ele geçiren Sih İmparatorluğu döneminde kutsallığına saygı gösterilmemiş, devasa avlusu bir at ahırı ve kışla olarak kullanılmıştır. Daha sonra İngiliz sömürge yönetimi döneminde de askeri garnizon olarak kullanılmaya devam eden yapı, bu süreçte büyük hasar görmüş ve özgünlüğünü yitirmiştir. Pakistan’ın 1947’de bağımsızlığını kazanmasının ardından ise, Padişah Camii bir ulusal gurur meselesi olarak görülmüş ve kapsamlı bir restorasyon projesiyle adeta küllerinden yeniden doğmuştur. Bu öykü, onu sadece bir Babür yadigârı değil, aynı zamanda Pakistan ulusal kimliğinin de bir parçası yapmıştır.
Babür Mimarîsinin Zirve Noktası
Padişah Camii, Delhi’deki Cuma Mescidi’nin planını takip etse de, kendine has özellikleriyle Babür mimarisinin son zirvesini temsil eder.
Devasa Boyutlar ve Anıtsal Plan: Caminin en etkileyici özelliği, insanı adeta yutan devasa boyutlarıdır. Özellikle yüz binlerce kişiyi aynı anda alabilecek kapasitedeki avlusu, dünyanın en büyük cami avlularından biridir.
Kırmızı Taşın Asaleti, Mermerin Zarafeti: Yapının ana malzemesi, Babür mimarisinin imzası olan kırmızı kumtaşıdır. Bu asil kırmızılık, ana ibadet mekanının üzerindeki üç adet soğan formlu beyaz mermer kubbe ve minarelerin tepelerindeki mermer köşklerle (chhatri) muhteşem bir tezat oluşturur.
Sekiz Minareli Siluet: Caminin dört köşesinde, 50 metreyi aşan dört adet ana minare yükselir. Buna ek olarak, ana ibadet mekanının köşelerinde de dört adet daha küçük minare bulunur. Bu sekiz minareli tasarım, yapıya eşsiz ve dengeli bir siluet kazandırır.
Zengin İç Süsleme: Dışarıdaki anıtsal sadeliğin aksine, caminin ana ibadet mekanının içi son derece zengin ve süslüdür. Duvarları kaplayan, kabartmalı alçı (stuko) üzerine yapılmış renkli freskler, mermer oymalar ve çiçek desenli bezemeler, Babür sanatının ne denli incelikli olduğunu gösterir.
Pakistan’ın Kalbindeki Yeri
Babür Mirasının Tacı: Padişah Camii, Babür İmparatorluğu’nun son döneminin en büyük ve en görkemli camisidir ve bu mimari üslubun ulaştığı son noktayı temsil eder.
Ulusal Kimliğin Simgesi: Bugün Pakistan’ın en önemli ulusal anıtlarından biridir. Ülkenin paralarında yer almış, en önemli dini ve milli törenlere ev sahipliği yapmıştır.
UNESCO Mirası Adayı: Eşsiz tarihi ve mimari değeri nedeniyle Pakistan’ın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almaktadır.
Padişah Camii, bir imparatorluğun gücünü, bir fethin hüznünü, bir sömürge döneminin acısını ve bir ulusun yeniden doğuşunun gururunu aynı anda hissettiren, Lahor’un ve Pakistan’ın ebedi bekçisidir.
Konum
Lahor, Pakistan
İnşa Yılı
1671 - 1673 (Babür İmparatorluğu, Sultan Evrengzib dönemi).
Mimar
Fidai Han Koka (inşaatın yöneticisi).
İlginç Bilgi
19. yüzyılda Sih İmparatorluğu döneminde bir at ahırı ve İngiliz sömürge döneminde askeri garnizon olarak kullanılarak büyük hasar görmüştür. Pakistan'ın bağımsızlığından sonra başlatılan kapsamlı bir restorasyonla kurtarılmış ve bugün ülkenin en önemli ulusal simgelerinden biri haline gelmiştir.
Ziyaret Saatleri
Cami, hem aktif bir ibadethane hem de Pakistan'ın en önemli turistik anıtlarından biridir. Namaz vakitleri dışında ziyarete açıktır. Ziyaret sırasında mütevazı kıyafetler giyilmesi ve yerel geleneklere saygı gösterilmesi beklenir.