Safevî İmparatorluğu’nun Güneş Gibi Parlayan Tacı: İmam (Şah) Camii
İran’ın efsanevi başkenti İsfahan’da, dünyanın en büyük ve en görkemli meydanlarından biri olan Nakş-ı Cihan (Dünyanın Resmi) Meydanı’nın güney ucunda, gökyüzünün tüm maviliğini yeryüzüne indiren, nefes kesici bir yapı yükselir: İmam Camii. Eski adıyla Şah Camii, sadece bir ibadethane değil; aynı zamanda Safevî İmparatorluğu’nun altın çağının, Şah Abbas’ın mutlak gücünün ve İran-İslam sanatının ulaştığı zirvenin en parlak ve en anıtsal ilanıdır. Göz alıcı “yedi renkli” çinileri, devasa kubbesi ve mükemmel akustiğiyle bu eser, ziyaretçilerini adeta bir masalın içine çeken, unutulmaz bir mimari şaheserdir.
Bir İmparatorluğun Altın Çağı
İmam Camii’nin öyküsü, 17. yüzyılın başlarında, Safevî İmparatorluğu’nu en parlak dönemine ulaştıran büyük hükümdar Şah I. Abbas ile başlar. Başkenti Kazvin’den İsfahan’a taşıyan Şah Abbas, yeni başkentini dünyanın en muhteşem şehri yapmaya karar verir ve bu vizyonunun merkezine Nakş-ı Cihan Meydanı’nı yerleştirir. Bu devasa meydanın bir yanına devletin gücünü simgeleyen Ali Kapı Sarayı’nı, bir yanına ilahi zarafeti temsil eden Şeyh Lütfullah Camii’ni ve tam karşısına da halkın ve devletin buluştuğu bu büyük Cuma Camisi’ni inşa ettirerek, siyasi, dini ve ekonomik gücü tek bir merkezde birleştirmiştir. 1611’de başlayan ve 1629’da tamamlanan cami, Safevî hanedanının gücünün ve zenginliğinin en görkemli sembolü olmuştur.
Mimaride Renk ve Işığın Senfonisi
Mimar Şeyh Bahai’nin planlaması ve Usta Ali Ekber İsfahani’nin mimarlığıyla hayat bulan İmam Camii, Safevî mimarisinin tüm dehasını sergiler.
Meydana Uyum, Kıbleye Yöneliş: Caminin en dahiyane özelliklerinden biri, mimari bir bilmecenin çözümü gibidir. Yapının anıtsal giriş kapısı (portal), Nakş-ı Cihan Meydanı’nın simetrisini bozmamak için tam olarak meydana bakacak şekilde inşa edilmiştir. Ancak caminin kendisi, kıbleye yönelebilmek için 45 derecelik bir açıyla içeriye doğru döndürülmüştür. Bu iki farklı eksen arasındaki geçiş, ziyaretçinin fark bile etmeyeceği kadar akıcı ve ustaca bir koridorla sağlanmıştır.
“Haft Rengi” (Yedi Renk) Çinilerinin Zaferi: Gök Camii veya Gevher Şad Camii’ndeki mozaik çinilerin aksine, İmam Camii’nin süslemesinde, daha hızlı ve büyük yüzeyleri kaplamaya olanak tanıyan “haft rengi” (yedi renk) tekniği kullanılmıştır. Bu teknikte, desenler önce kare çinilerin üzerine çizilip boyanır ve sonra fırınlanır. Caminin devasa eyvanlarını, duvarlarını ve kubbelerini kaplayan, ağırlıklı olarak mavi, sarı ve yeşilin tonlarındaki bu çiniler, güneş ışığı altında sürekli değişen, göz alıcı bir renk cümbüşü yaratır.
Akustik Mucizesi: Caminin 52 metre yüksekliğindeki devasa, çift katmanlı ana kubbesinin altı, bir akustik harikasıdır. Kubbenin tam merkezindeki belirli bir noktada çıkarılan en küçük bir sesin (bir öksürük veya bir kağıt hışırtısı) 7 (bazı rivayetlere göre 49) kez yankılandığı ve mekanın her köşesinden net bir şekilde duyulduğu söylenir. Bu, imamın sesinin kalabalık cemaate mikrofon olmadan ulaşabilmesi için tasarlanmış bir mühendislik dehasıdır.
İsfahan’ın Kalbi, İran’ın Ruhu
Safevî Gücünün Zirvesi: İmam Camii, Safevî İmparatorluğu’nun siyasi, dini ve sanatsal gücünün ulaştığı zirveyi temsil eden en önemli anıttır.
UNESCO Dünya Mirası: Nakş-ı Cihan Meydanı’nın bir parçası olarak, 1979’dan beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
Bir Mimari Ekolün Tacı: İran’ın klasik dört eyvanlı cami planının en anıtsal, en renkli ve en son büyük örneğidir.
İmam Camii, sadece bir yapı değil; bir imparatorluğun kendine olan güveninin, bir medeniyetin sanattaki ustalığının ve bir şehrin ruhunun gök mavisi renge bürünmüş halidir.
Konum
İsfahan, İran
İnşa Yılı
1611 - 1629 (Safevî İmparatorluğu, Şah I. Abbas dönemi).
Mimar
Şeyh Bahai (Planlama), Usta Ali Ekber İsfahani (Mimarlık).
İlginç Bilgi
Ana kubbesinin altındaki akustik, bir mühendislik harikasıdır. Kubbenin merkezindeki bir noktada çıkarılan en küçük bir sesin bile 7 kez yankılandığı ve mekanın her yerinden net bir şekilde duyulduğu söylenir.
Ziyaret Saatleri
Yapı, İsfahan'ın en önemli turistik merkezidir ve UNESCO Dünya Mirası alanı olan Nakş-ı Cihan Meydanı'nda yer alır. Hem aktif bir ibadethane hem de bir müze olarak ziyarete açıktır. Ziyaret saatleri ve giriş koşulları için yerel kaynaklardan güncel bilgi alınması tavsiye edilir.