Marakeş’in Ebedi Bekçisi: Kutubiyye Camii
Fas’ın büyülü “Kızıl Şehri” Marakeş’in kalbinde, hareketli Cema el-Fna Meydanı’nın hemen yanı başında, palmiye ağaçlarının arasından göğe yükselen pembe-kızıl tonlarda bir anıt durur: Kutubiyye Camii. Sadece Marakeş’in değil, tüm Fas’ın ve Batı İslam mimarisinin en ikonik sembollerinden biri olan bu yapı, Muvahhidler İmparatorluğu’nun gücünü, estetik anlayışını ve ruhani derinliğini yansıtan bir başyapıttır. 77 metrelik heybetli minaresiyle 800 yılı aşkın bir süredir şehrin siluetine hakim olan Kutubiyye, hem bir ibadethane hem de bir mimari prototip olarak tarihteki yerini almıştır.
Bir İmparatorluğun Başkent Mührü
Kutubiyye Camii’nin öyküsü, 12. yüzyılın ortalarında Kuzey Afrika ve Endülüs’ün hakimi olan Muvahhidler hanedanının en parlak dönemine dayanır. İmparatorluğun kurucusu Abdülmü’min, 1147’de Marakeş’i fethettikten sonra, yeni hanedanın gücünü simgeleyecek bir ulu cami inşa etme emrini vermiştir. Ancak ilginç bir şekilde, ilk inşa edilen caminin kıble yönünün hatalı olduğu fark edilince, bu yapı terk edilmiş ve hemen yanına, bugünkü Kutubiyye Camii, Abdülmü’min’in torunu Sultan Yakub el-Mansur döneminde, 1199’a doğru son halini alarak inşa edilmiştir. Caminin adı olan “Kutubiyye”, yakınında bir zamanlar 100’den fazla dükkanın bulunduğu meşhur “kitapçılar çarşısı”ndan (Arapça: koutoubiyyin) gelir. Bu, Marakeş’in o dönemde ne denli önemli bir ilim ve kültür merkezi olduğunun da kanıtıdır.
Minare Sanatının Prototipi
Kutubiyye Camii, Muvahhid mimarisinin yalın ama anıtsal üslubunun zirve noktasıdır.
İkonik Minare: Caminin asıl şöhreti, mimarlık tarihinde bir prototip haline gelmiş olan minaresidir. 77 metre yüksekliğindeki bu kare planlı minare, pembe-kızıl kumtaşından yapılmıştır ve her cephesi, birbirinden farklı, son derece zarif ve karmaşık kemer ve geometrik desen ağlarıyla süslenmiştir. Tepesindeki dört adet bakır alemle taçlandırılan bu minare, oranlarının kusursuzluğu ve süslemesindeki denge ile kendisinden sonraki iki büyük şahesere doğrudan ilham kaynağı olmuştur: İspanya’daki Sevilla Katedrali’nin çan kulesi olan Giralda ve Fas’ın başkenti Rabat’taki Hassan Kulesi.
Yalın ve Heybetli İç Mekân: Cami, enine uzanan 17 nefli (sahınlı) ve çok sayıda sütunun taşıdığı, son derece geniş bir ibadet mekanına (hipostil) sahiptir. Muvahhidlerin katı dini anlayışına paralel olarak, iç mekân süslemelerden arındırılmış, tüm dikkat mimarinin gücüne, saflığına ve yarattığı ruhani atmosfere odaklanmıştır.
Oranların Ahengi: Yapının bütününde, Muvahhid sanatının imzası olan bir denge ve oran ahengi hakimdir. Süsleme, hiçbir zaman mimarinin önüne geçmez; aksine, yapının anıtsal hatlarını ve geometrik saflığını vurgulamak için ustalıkla kullanılır.
Marakeş’in Kalbindeki Yeri
Şehrin Ruhu ve Simgesi: Kutubiyye, inşa edildiği günden bu yana Marakeş’in ruhani, sosyal ve görsel merkezi olmuştur. Şehrin neresinde olursanız olun, onun siluetini görmek mümkündür. Cema el-Fna Meydanı’nın tüm enerjisi ve hayatı, onun gölgesinde akar.
Mimari Bir Ekol: Minare tasarımıyla, Batı İslam (Mağrip ve Endülüs) mimarisinde bir ekol yaratmış, kendisinden sonraki yüzlerce yapıya model olmuştur.
UNESCO Dünya Mirası: Marakeş Medinası’nın (tarihi şehir merkezi) bir parçası olarak, 1985’ten beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
Kutubiyye Camii, sadece pembe taştan bir yapı değil; bir imparatorluğun altın çağının, bir şehrin kimliğinin ve bir mimari ekolün doğuşunun sessiz ama bir o kadar da güçlü tanığıdır.
Konum
Marakeş, Fas
İnşa Yılı
12. yüzyıl sonları (yaklaşık 1184-1199 yılları arasında bugünkü halini almıştır).
Mimar
Bilinmemektedir.
İlginç Bilgi
77 metre yüksekliğindeki minaresi, İspanya'daki Sevilla Katedrali'nin çan kulesi olan Giralda'ya ve Fas'ın başkenti Rabat'taki Hassan Kulesi'ne ilham kaynağı olmuş, Batı İslam mimarisinin en önemli prototiplerinden biri haline gelmiştir.
Ziyaret Saatleri
Cami, ibadete açık bir mekân olduğundan gayrimüslimlerin iç mekanı ziyaretine izin verilmemektedir. Ancak dışarıdan ve avlusundan her zaman görülebilir ve fotoğraflanabilir.