Mimar Sinan’ın “Çıraklık Eserim” Dediği Şehzade Camii
İstanbul’un tarihi yarımadasının kalbinde, ne Valens Su Kemeri’nin antik gölgesi ne de çevresindeki modern binaların hareketi, onun o eşsiz sükunetini ve mimari ahengini bozabilir. Şehzade Camii, sadece bir ibadethane değil; cihan imparatoru Kanuni Sultan Süleyman’ın genç yaşta kaybettiği sevgili oğlu Şehzade Mehmed için döktüğü gözyaşlarının, Mimar Sinan gibi bir dehanın elinde taşa ve mermere dönüşmüş halidir. Sinan’ın mimarlık serüvenini tanımladığı “çıraklık-kalfalık-ustalık” üçlemesinin bu ilk adımı, aslında klasik Osmanlı mimarisini başlatan ve kendisinden sonraki her şahesere zemin hazırlayan devrimci bir başyapıttır.
Bir Babanın Evlat Acısı, Bir İmparatorluğun Sanat Güneşi
Takvimler 1543 yılını gösterdiğinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun en parlak döneminde, Kanuni Sultan Süleyman en sevdiği oğlu ve veliahtı olarak gördüğü 22 yaşındaki Şehzade Mehmed’i aniden kaybeder. Bu derin acıyla sarsılan padişah, imparatorluğun baş mimarı olan Mimar Sinan’a, oğlunun anısını yaşatacak ve ruhuna değecek güzellikte bir külliye inşa etmesi emrini verir. 1543-1548 yılları arasında inşa edilen bu külliye, bir şehzadenin yasını tutarken, aslında bir mimari güneşinin doğuşuna tanıklık etmiştir.
Mimaride Simetri ve Ahengin Doğuşu
Mimar Sinan, Şehzade Camii ile o güne dek süregelen mimari arayışlara son noktayı koymuş ve klasik Osmanlı üslubunun temelini atmıştır.
Devrimci Plan: Dört Yarım Kubbe: Sinan’dan önceki camilerde merkezi kubbe, genelde tek veya iki yarım kubbe ile desteklenirdi. Sinan, Şehzade Camii’nde bir devrim yaparak, merkezi kubbeyi tam dört yönden, dört eşit yarım kubbe ile desteklemiştir. Bu tasarım, iç mekanı payelerin (sütunların) kesintiye uğratmadığı, her yönden genişleyen, tam bir simetri ve bütünlük hissi veren, kusursuz bir kare alan yaratmıştır. Bu, “merkezi planlı” cami idealinin ilk mükemmel uygulamasıdır.
Dış Avlunun Zarafeti: Caminin önündeki revaklı avlu, ibadet mekanıyla tam olarak aynı büyüklükte tasarlanarak, yapıya eşsiz bir denge ve harmoni kazandırır. Ortasındaki zarif şadırvanı ve 12 sütunun taşıdığı 16 kubbeli revakları ile bu avlu, cemaati caminin görkemine hazırlayan sakin bir giriş mekanıdır.
İki Minareli Genç Şehzade: Caminin iki köşesinden yükselen çift şerefeli iki minare, son derece zarif bir tasarıma sahiptir. Minarelerin gövdelerindeki geometrik kabartmalar ve ince işçilik, Sinan’ın sonraki eserlerindeki daha sade üslubundan farklı olarak, belki de genç yaşta hayata veda eden şehzadenin anısına yapılmış özel bir süsleme olarak yorumlanır.
Külliyenin Kalbi: Şehzade Mehmed Türbesi: Külliyenin avlusunda, adeta bir mücevher kutusu gibi duran sekizgen planlı türbe, Şehzade Mehmed’in ebedi istirahatgâhıdır. Dilimli kubbesi, renkli taş kakmaları ve özellikle içini baştan başa donatan, döneminin en güzel İznik çinileriyle, başlı başına bir sanat eseridir.
Sinan’ın Mirasındaki Yeri
Mimar Sinan’ın bu esere “çıraklık eserim” demesi, yapının acemice veya kusurlu olduğu anlamına gelmez. Aksine, Şehzade Camii kendi içinde kusursuz bir başyapıttır. Ancak bu, Sinan’ın “ideal cami” arayışındaki ilk büyük adımıdır. Burada ulaştığı mükemmel simetriyi ve dengeyi, Süleymaniye Camii’nde (“kalfalık eserim”) anıtsal bir ölçeğe, Selimiye Camii’nde ise (“ustalık eserim”) yapısal bir dehanın zirvesine taşıyacaktır. Şehzade Camii, o zirveye çıkan merdivenin en sağlam ve en güzel ilk basamağıdır.
Şehzade Camii’ni ziyaret etmek; bir babanın hüznüne, bir şehzadenin gençliğine ve bir mimari dehanın doğumuna aynı anda tanıklık etmektir. O, gözyaşlarının sanatla nasıl ölümsüzleştiğinin en dokunaklı ve en görkemli öyküsüdür.
Konum
Fatih, İstanbul, Türkiye
İnşa Yılı
1543 - 1548, Kanuni Sultan Süleyman tarafından, genç yaşta ölen oğlu Şehzade Mehmed anısına.
Mimar
Mimar Sinan
İlginç Bilgi
Mimar Sinan'ın, kendi mimari yolculuğunu tanımladığı "çıraklık, kalfalık, ustalık" üçlemesinin ilk adımıdır. Sinan'ın "çıraklık eserim" dediği bu yapı, merkezi kubbeyi dört yarım kubbeyle destekleyerek yarattığı mükemmel simetri ile klasik Osmanlı mimarisini başlatan devrimci bir eserdir.
Ziyaret Saatleri
Cami, ibadete açık olduğundan namaz vakitleri haricinde her gün ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Külliyenin avlusu ve Şehzade Mehmed Türbesi de genellikle aynı saatlerde ziyarete açıktır.