Harflerin Dile Geldiği Ulu Mabet: Edirne Eski Camii
Edirne’nin kalbinde, Selimiye’nin zarif siluetine komşu, kalın duvarları ve anıtsal duruşuyla şehrin en köklü ve en saygıdeğer yapılarından biri yükselir: Eski Cami. Osmanlı’nın Fetret Devri’nin (1402-1413) çalkantılı günlerinde başlayıp, devletin yeniden doğuşuna tanıklık eden bu eser, Edirne’nin ilk büyük selatin (sultan) camisidir. Bursa Ulu Camii geleneğini Edirne’ye taşıyan dokuz kubbeli mimarisi ve özellikle içini ve dışını süsleyen devasa, estetik hat yazılarıyla bu cami, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda anıtsal kaligrafinin taşa kazındığı bir sanat galerisidir.
Bir Buhran Döneminin İnanç ve Direniş Sembolü
Eski Cami’nin inşası, Osmanlı tarihinin en zorlu dönemlerinden birine denk gelir. Sultan Yıldırım Bayezid’in Timur’a yenilmesinin ardından başlayan Fetret Devri’nde, şehzade Emir Süleyman Çelebi tarafından 1403 yılında temeli atılmıştır. Kardeşi Musa Çelebi tarafından devam ettirilen inşaat, devleti yeniden tek bir çatı altında toplayan Sultan I. Mehmed (Çelebi) tarafından 1414 yılında tamamlanabilmiştir. Bu çalkantılı inşa süreci, camiyi devletin en zor zamanlarında bile yıkılmadığının, inançla ve sanatla yeniden ayağa kalktığının bir sembolü haline getirir. Tamamlandığında, Edirne’nin başkent kimliğini perçinleyen ilk anıtsal yapı olmuştur.
Bursa Ekolünün Edirne’deki Temsilcisi
Mimar Konyalı Hacı Alaeddin’in eseri olan Eski Cami, mimari olarak Bursa’daki Ulu Cami’nin bir devamı niteliğindedir.
Dokuz Kubbeli Plan: Kareye yakın bir plan üzerine kurulan cami, merkezdeki dört büyük paye (sütun) ile dokuz eşit bölüme ayrılmış ve her bir bölüm bir kubbeyle örtülmüştür. Bu “çok ayaklı ve çok kubbeli ulu cami” planı, Selçuklu geleneğinden gelen ve Bursa Ulu Camii’nde zirveye ulaşan mimari anlayışın Edirne’deki ilk ve en önemli temsilcisidir.
Anıtsal ve Sade Dış Cephe: Düzgün kesme köfeki taşından yapılmış kalın ve yüksek duvarları, yapıya dışarıdan adeta bir kale gibi sağlam ve anıtsal bir görünüm kazandırır. Süslemeden arınmış bu sade cephe, tüm dikkati mimarinin gücüne ve oranlarının ahengine çeker.
Kündekârî Minber: Mermer mihrabının yanı sıra, ceviz ağacından kündekârî tekniğiyle yapılmış olan orijinal minberi, dönemin ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden biridir. Üzerindeki kitabe ve ince oymalar, sanatının zirvesinde bir ustanın elinden çıktığını gösterir.
Taşa Yazılan Kelam: Hat Sanatının Zirvesi
Eski Cami’yi asıl eşsiz kılan, iç ve dış duvarlarını süsleyen devasa hat yazılarıdır.
Cami, 18. ve 19. yüzyıllardan itibaren, dönemin en büyük hattatları tarafından yazılan anıtsal celi sülüs, talik ve kûfi yazılarla bezenmiştir. Bu gelenek, camiyi adeta canlı, nefes alan bir hat sanatları müzesine dönüştürmüştür.
Payelerin üzerinde, duvarlarda ve pandantiflerde yer alan “Allah”, “Muhammed”, “Dört Halife” isimleri, ayetler ve hadisler, mekana hem estetik bir derinlik hem de güçlü bir ruhaniyet katar.
Özellikle dış cephesinde, pencere alınlıklarında yer alan “Allah” ve “El-Hayyü’l-Kayyûm” gibi devasa yazılar, caminin kimliğinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Edirne’deki Yeri ve Önemi
Payitahtın İlk Ulu Camisi: Edirne’nin başkent olduktan sonra inşa edilen ilk büyük ve merkezi sultan camisidir. Padişahların kılıç kuşanma törenleri burada yapılırdı.
Kâbe’den Gelen Taş: Caminin mihrap duvarında, Kâbe’den getirildiğine inanılan ve “Rükn-ü Yemani”den bir parça olduğu rivayet edilen siyah, parlak bir taş bulunur. Bu taş, caminin manevi değerini daha da artırır.
Hac ve Dua Merkezi: Rivayete göre, Hacı Bayram-ı Veli bu camide vaazlar vermiş ve “Allah’a yapılan duaların burada kabul olunacağı” müjdesini vermiştir. Bu nedenle cami, yüzyıllardır önemli bir dua ve maneviyat merkezi olmuştur.
Edirne Eski Cami, sade ama güçlü mimarisiyle devletin sarsılmazlığını, duvarlarındaki yazılarla ise kelamın ölümsüzlüğünü simgeleyen, Edirne’nin ruhunu ve tarihini en iyi yansıtan anıtsal bir mirastır.
Konum
Edirne, Türkiye
İnşa Yılı
1403 yılında başlanmış, 1414 yılında Sultan I. Mehmed (Çelebi) tarafından tamamlanmıştır.
Mimar
Konyalı Hacı Alaeddin
İlginç Bilgi
İç ve dış duvarlarını süsleyen devasa hat yazılarıyla ünlüdür. Bu yazılar, farklı dönemlerin en büyük hattatları tarafından eklenerek camiyi adeta yaşayan bir kaligrafi müzesine dönüştürmüştür.
Ziyaret Saatleri
Cami, ibadete açık olduğundan namaz vakitleri haricinde her gün ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Edirne'nin en merkezi ve en çok ziyaret edilen camilerinden biridir.