Kapısı Müzeyi Süsleyen Cami: Kastamonu İbn Neccar (Kasaplar) Camii

Kastamonu’nun tarihi dokusunun kalbinde, adını banisinden ve bulunduğu çarşıdan alan, sade görünümünün ardında büyük bir sanatsal hazine saklayan bir yapı bulunur: İbn Neccar Camii. Halk arasında daha çok “Kasaplar Camii” olarak bilinen bu eser, Candaroğulları Beyliği döneminden günümüze ulaşan en eski camilerden biri olmasının yanı sıra, özellikle bir sanat şaheseri olan orijinal ahşap kapısıyla ünlüdür. Bu kapı o kadar değerlidir ki, bugün caminin kendisinde değil, Liva Paşa Konağı Etnografya Müzesi’nde korunarak sergilenmektedir.

Bir Beyliğin Erken Dönem Mirası

Caminin tarihi, Anadolu’da beyliklerin hüküm sürdüğü 14. yüzyılın ortalarına, Candaroğulları (veya İsfendiyaroğulları) Beyliği’nin erken dönemlerine uzanır. 1353 yılında, Hacı Alaaddin oğlu Neccar (Marangoz) Hacı Cemaleddin tarafından yaptırılmıştır. “İbn Neccar” adı da “Marangozun Oğlu” anlamına gelir ve banisinin mesleğine veya lakabına bir göndermedir. Bulunduğu konum itibarıyla şehrin ticari hayatının merkezinde yer alan yapı, yüzyıllardır Kasaplar Çarşısı’nın manevi kalbi olmuştur.

Sade Mimarinin Ahşap Hazinesi

İbn Neccar Camii’nin mimarisi, erken dönem beylik yapılarının karakteristik özelliklerini yansıtan, süslemeden çok işlevselliğe önem veren sade bir anlayışı yansıtır. Ancak bu sadelik, barındırdığı ahşap işçiliğiyle bir anda sanatsal bir zirveye ulaşır.

Efsanevi Ahşap Kapı: Caminin asıl ününü borçlu olduğu orijinal ahşap kapısı, Anadolu ahşap oymacılığının başyapıtlarından biridir. Çift kanatlı bu ceviz kapının üzerinde, Selçuklu geleneğini yansıtan son derece ince bir işçilikle yapılmış geometrik desenler, Rumi motifleri ve sülüs hatla yazılmış kitabeler bulunur. Desenin derinliği ve kompozisyonun zenginliği, 14. yüzyıl ahşap ustalarının (neccârların) ne denli mahir olduğunu gözler önüne serer. Kapının güvenliği için müzeye alınmış olması, onun sanatsal değerinin en büyük kanıtıdır. Cami girişinde bugün bu kapının bir kopyası bulunmaktadır.

Ahşap Direkli İç Mekân: Cami, dıştan moloz taş ve tuğla ile inşa edilmiş, dikdörtgen planlı bir yapıdır. İç mekânı, Anadolu’daki ahşap direkli cami geleneğini takip eder. Ahşap sütunlar, çatıyı destekler ve mekana sıcak, mütevazı bir atmosfer kazandırır. Bu yapı, Ankara Arslanhane, Afyon Ulu Camii gibi anıtsal örneklerin daha küçük ve yerel bir versiyonu olarak görülebilir.

Kalem İşi Süslemeler: Caminin ahşap tavanında ve direklerinde, sonraki dönemlerde yapılmış olan bitkisel motifli kalem işi bezemeler dikkat çeker. Bu süslemeler, yapının sade iç mekanına renk katmıştır.

Kastamonu Mirasındaki Yeri ve Önemi

Candaroğulları Ahşap Sanatının Zirvesi: Cami, özellikle orijinal kapısıyla, Kastamonu ve çevresinde hüküm sürmüş olan Candaroğulları Beyliği’nin ahşap sanatında ulaştığı yüksek seviyeyi gösteren en önemli belgedir.

Şehrin En Eskilerinden: 1353 tarihiyle, Kastamonu’daki en eski Türk-İslam eserlerinden biri olma özelliğini taşır ve şehrin beylikler dönemindeki sosyal ve dini hayatına ışık tutar.

Yaşayan Bir Gelenek: Sade mimarisiyle, Anadolu’daki ahşap direkli cami geleneğinin yüzyıllar boyunca nasıl devam ettiğini gösteren önemli bir halkadır.

İbn Neccar Camii, bir sanat eserinin ait olduğu yapıdan daha ünlü olabildiği nadir örneklerden biridir. Müzeyi ziyaret edip orijinal kapının önünde durduğunuzda, bir marangozun oğlunun 650 yıl önce ahşaba nasıl bir ruh üflediğine, inancını ve sanatını nasıl ölümsüzleştirdiğine hayranlıkla tanıklık edersiniz.